Pirî Reis’in Haritasındaki Sır: Piramit Merkezli Ley Hatlarıyla Gizli Uyum

      Dünya’nın derin sırları, çoğu zaman gözle görülmeyen çizgilerle, tarihin en karanlık haritalarında saklanır. Bu çizgiler, sadece kara ve denizi değil; zamanı, enerjiyi ve kadim bilgeliği birbirine bağlar. İşte bu görünmeyen ağın en dikkat çekici örneklerinden biri, Piramit Merkezli Ley Hatları ile Pirî Reis’in 1513 tarihli haritası arasında gizlenen olağanüstü bağlantıdır. Bu harita, yalnızca keşif çağının bir ürünü değildir—aynı zamanda bir psişik enerji haritası, bir kozmik projeksiyon ve belki de Atlantis’in yankısıdır.

Atlas Okyanusu’nun Ortasında Gizlenen Mühürler ve Enerji Kapıları

Dünya enerji ağına göre, 19. Mühür üzerinde yer alan 6., 7. ve 8. Çakra merkezleri (19M6Ç, 19M7Ç, 19M8Ç), Atlas Okyanusu’nun kalbine denk gelir. Burası okyanus haritasında boş, mavi bir alan gibi görünse de, yer kabuğunun altında dönen psişik enerjinin yoğunlaştığı bir girdap gibidir.

Bu noktalar sadece deniz akıntılarının, sıcak ve soğuk su döngülerinin başladığı yerler değildir. Aynı zamanda manyetik alanın dönüştüğü, zamanın büküldüğü ve kutsal bilgeliğin titreştiği ley hatlarının kavşak noktalarıdır. Bu enerji merkezleri, tıpkı antik tapınaklar gibi kutsaldır—sadece üzerlerinde taş yoktur, su vardır… ama o su, bilincin aynası gibidir.

Amerika kıtasının yeni keşfedildiği ve henüz gerçeğe uygun harita yapma becerisinin tam olarak gelişmediği bir dönemde (1513) çizilmiş bu haritanın zamanının çok ötesinde bilgi, birikim ve beceriyle yapıldığı anlaşılmaktadır. Küre şeklindeki Dünya’nın çok geniş bir yüzeyini düz bir zemine çizebilmek, trigonometrik coğrafya bilgisiyle enlem boylam hesaplamaları yapmayı gerektirir,  yine de gerçeğinden sapan mesafe ve büyüklükler ortaya çıkar. 

Pirî Reis haritası 15. ve 16. yüzyıl portolan haritalarında görülen bir yöntemle çizilmiştir. Harita enlem ve boylam çizgileri yerine yön doğrularından oluşan rüzgârgülleri nirengi noktası alınarak başarılı bir projeksiyonla yapılmıştır. 

Büyük Piramit’ten Başlayan Kozmik Projeksiyon

1984 yılında Amerikan donanmasına bağlı kartograflar tarafından yapılan bir analiz, haritanın projeksiyon merkezinin Kahire yakınları olduğunu ortaya çıkardı. Bu merkez nokta tesadüfen seçilmiş değildi.

Giza’daki Büyük Piramit, dünyanın enerji ağının odak noktasıdır. Oradan yayılan radial ley hatları, hem kıtaları hem de çağları birbirine bağlar.

Pirî Reis’in kullandığı rüzgârgüller, portolan haritalarda olduğu gibi yalnızca seyir araçları değil, enerjisel pusulalardır. Her biri, antik bilgelerin dünyayı nasıl algıladığını işaret eder:

Kıtalar, yönler, dağlar ve denizler—hepsi enerjinin yönüne göre çizilmiş, bir bilinç haritası haline getirilmiştir.

Pirî Reis ve Rüzgârgüllerinin Kozmik Sırrı

Pirî Reis’in Gelibolu’da çizdiği meşhur 1513 tarihli harita, yüzeyde bir coğrafya eseri gibi görünse de, derin yapısında göksel bir bilgiye açılan kapılar barındırır.

Haritanın tam kalbine yerleştirilmiş rüzgârgülleri, yön göstermekten fazlasını yapar. Onlar, tıpkı bir büyücü pusulası gibi, kadim ley hatlarının yönlerini ve merkezlerini simgeler.

Bu rüzgârgüller dikkatle incelendiğinde şaşırtıcı bir şey ortaya çıkar: Her biri, Piramit Merkezli Ley Hatlarıyla birebir örtüşen doğrular yaymaktadır. Bu rastlantı olamayacak kadar hassas bir hizalanmadır. Pirî Reis, yalnızca haritayı değil, dünyanın enerjisel damarlarını da resmetmiştir.

 Pirî Reis, amcası Kemal Reis ile Akdeniz’de korsanlık yaparken devrinin denizcilik ilimleriyle uğraşmış yetenekli bir denizciydi ve bu sayede Osmanlı Devletinin donanma amiralliğine kadar yükselmişti. Pirî Reis, haritasını 1513 yılında doğup büyüdüğü Gelibolu şehrinde çizmiş ve açıklama haşiyelerini yazmıştır. Bu tarihten dört sene sonra, yani 1517 de, Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim’e, Mısır’da bulunduğu sıralarda bizzat takdim etmiştir.

Pirî Reis’in bu ilk haritası deve derisi üzerine yapılmıştır. 87 cm boyunda, üst kısmı 63 cm ve alt kısmı 41 cm genişliğindedir. Dokuz renk kullanılan haritanın üst kısmının kopmuş ve kayıp olduğu tahmin edilmektedir. Haritanın tamamı bugüne ulaşmış olsaydı, yaklaşık 165 x 140 cm ölçülerinde olacaktı.

 

Haritada, kuzeyde ve güneyde birer rüzgârgülü bulunmaktadır. Üçü otuz ikili küçük, ikisi otuz altılı büyük olan rüzgârgüllerinin toplam sayısı beştir. Standart portolan (Liman anlamındaki porto kelimesinden gelmektedir ve deniz kıyılarını gösteren haritalar demektir) çizimlerinde rüzgârgüllerinin toplam sayısının 12 olduğu bilindiğine göre, bunlar eklendiğinde haritanın tam bir Dünya haritasının parçası olduğu ortaya çıkmaktadır. Haritada Yengeç ve Oğlak dönencelerine yakın olarak düzenlenmiş eğik iki mesafe ölçeği de bulunmaktadır.[1]

Pirî Reis’in bu haritası, Atlas Okyanusu’nun iki kıyısını; İspanya, Fransa, Amerika’nın doğu bölümleri ile Florida kıyılarını ve Antiller’i göstermektedir. Yani, Avrupa ve Afrika’nın Batı kıyılarını, Atlas Okyanusu’nu, Orta ve Kuzey Amerika’yı ihtiva etmektedir.

Atlas Okyanusu’nda keşifle ele geçirilen yerlerin doğrulukla gösterildiği haritayı önemli kılan ve hayranlık uyandıran en önemli özelliği kaynaklarının eskiliği ve orijinalliği, çizimlerin ancak havadan yapılan çekimlerle XX. yüzyılın ortalarından itibaren yapılabilen haritalara benzerlik arz etmesi ve yine sadece modern tekniklerle tespit edilebilen Antarktika kıyılarının henüz buzullarla kaplı olmadığı zamandaki halinin verilmiş olmasıdır.

Özellikle son tespit Pirî Reis’in kaynakları arasında buzul devrinden önce resmedilmiş haritaların da bulunabileceğine dair görüşlerin doğmasına yol açmış ve bu haritadan yola çıkılarak kayıp olduğuna inanılan Atlantis kıtasının aranmasına kadar derinleştirilen çeşitli toplu çalışmalar ortaya konulmuştur.

Pirî Reis’in haritası, İspanya ve Portekizliler’in öncülük ettiği keşif yolculuklarının Osmanlı ve dolayısıyla İslâm dünyasına duyurulması bakımından da ayrıca önemlidir. Dünya haritasında Güney Amerika hakkında oldukça geniş bilgiler bulunmaktadır. Kristof Kolomb tarafından buranın nasıl keşfedildiği aktarılmaktadır. Haritanın coğrafî keşifler bakımından en önemli kısmı ise Orta Amerika’dır. Bu bölüm, Kolomb’un 1498’de çizip Avrupa’ya gönderdiği harita ile seyahate çıkarken elinde bulundurduğu Toskanelli’nin haritasındaki bilgileri içermektedir. Kolomb’un ilk yaptığı haritada var olan, ancak gerçekte olmayan bu adaların üzerine ikinci haritasında papağan resmi yapmış olduğu ileri sürülmüştür. Pirî Reis’in bu adaları tekrarlamıştır. Güney Amerika’da La Plata nehrinin güneyinde kara, eski Dünya haritalarında olduğu gibi, aralıksız doğuya doğru uzatılmıştır. 

     Pirî Reis, haritasının bir haşiyesinde, haritayı yaparken yararlandığı haritaları gruplandırarak açıklar; Antil kıyılarını tarif eden haşiyede (harita kenarlarına yazılan açıklamalarda) işbu sahiller ve adalar için Kristof Kolomb’un haritasından istifade ettiğini söyler; amcası veya dayısı Kemal Reisin yanında esir olarak bulunan ve Kristof Kolomp ile üç defa Amerika’ya gittiğini ifade eden bir İspanyol’un sefer hakkındaki rivayetlerini tespit eder; Güney Amerika sahillerine ait haşiyelerde dört Portekiz’in yeni telif olunmuş haritalarını da gördüğünü açıklar.

      Eser büyük bir Dünya haritası olduğu için Pirî Reis, Eski Dünya’yı gösteren birtakım haritaları da incelemiş, bilhassa kendi ifadesine göre Büyük İskender zamanında çizilen haritaları ve Mappamondoları (küresel harita) ve Müslümanlar tarafından Eski Mısırlılardan kalma haritalardan yararlanarak çizilen ve Caferiyye adı verilen sekiz adet haritayı da kaynak olarak kullanmıştır.

      Haritasını nasıl yaptığını ve kaynak bilgilerinin hepsini Pirî Reis, bir bilim adamına yakışır şekilde harita haşiyelerinden birisinde kendisi anlatmaktadır:

      “Bu fasıl işbu hartinin ne tarikle telif olunduğunu beyan eder. İşbu harti misalinde harti asır içinde kimesnede yoktur. Bu fakirin elinde telif olup şimdi bünyat oldu. Hususan yirmi miktar hartiler ve Yappamondolar (Mappa Mondo) dan – yani İskenderi Zülkarneyn zamanında telif olmuş hartidir ki rubu meskûn anın içinde malûmdur; Arap taifesi ol hartiye Caferiye derler-anın gibi sekiz Caferiyeden ve bir arabî Hint hartisinden ve dört Portukalın şimdi telif olmuş hartilerinden kim Sint ve Hint ve Çin diyarları hendese tariki üzerine ol hartilerin içinde mesturdur, ve bir dahi Kolonbo’nun Garp tarafında yazdığı hartiden bir kıyas üzerine istihraç edip bu şekil hâsıl oldu; şöyle ki bu diyarın artisih bahriler içinde nice sahih ve muteber ise, mezbur harti de dahi yedi derya ile sahih ve muteberdir.”

Harita mı, Geçit mi?

Pirî Reis haritası, yalnızca Osmanlı’nın denizcilik başarısının değil, insanlığın unuttuğu ama bazı bilgelerin koruduğu kadim jeo-ruhsal bilincin somut izidir.

Bu harita, bir kâğıt parçasından çok daha fazlasıdır:

Enerjiyi gösteren bir çizimdir.

Zamanın katlarını yırtan bir anahtardır.

Kayıp uygarlıkların yankısıdır.

Ve belki de en önemlisi: İnsan zihnine bırakılmış bir uyanış çağrısıdır.

SONUÇ: Enerji Hatlarının Dilini Konuşan Kartograf

Pirî Reis, sadece bir haritacı değil, ruhların yönünü bilen bir denizciydi.

Haritasını okyanusların rüzgarlarıyla değil, yeryüzünün damarlarıyla çizdi.

Rüzgârgülleriyle ley hatlarını birleştiren o büyük bilinç, bugün hâlâ Atlas Okyanusu’nun ortasında bir sır gibi sessizce fısıldamaya devam ediyor…

Konuyla ilgili siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen yorum kısmında bizimle paylaşınız.

[1] https://www.ttk.gov.tr/tarihveegitim/piri-reis-haritasi-hakkinda-izahname/

Yorum gönder

Translate »